Bangladeş'te açtığımız su kuyularının yerinde inceledik.
Güney Asyada yer alan Bangladeş'e uzun bir yolculuk sonrasında vardık. İzlenimlerimiz neler ve bizden beklentileri neler?
Önce Dakka'ya oradan da aktarmalı Bagladeşe yolculuğumuz başladı. Uzun ve yorucu ve bir o kadar da heyecanlı bir yolculuk oldu. Havaalanına vardıktan sonra gideceğimiz yere otobüsle yaklaşık 8 saatlik bir yolculuk yaptık. Yollar gidiş gelişli iki şerit. Şoförler çok agresif her an kavga edeceklermiş gibi. Ayağımız refleks olarak her an frene basacakmış gibi yolculuğumuzu sürdürdük. Geldiğiimz noktada artıkaraç gidemeyecek kadar yollar kötü. Bundan sonrasını motorla devam edecekmişiz. Biz de öyle yaptık. Gideceğiimz yere zor da olsa vardık çok şükür.
Suyu çok olan bir yer aslında ama suyu kullanmasını bilmeyen bir halk var. Yağmur suları her tarafta göller oluşturmuş. Neredeyse her evin yanında bir gölet var, buradan çamaşırları yıkarlar, ihtiyaçlarını giderirler sadece içme suyunu buradan karşılamıyorlar. Çok ürkütücü bir görüntü var. Su kuyusu açtığımız yerlerden birine geldik. Bizi çoşkuyla karşıladılar. Türk olduğumuzu duyunca halk sanki padişah gelmiş gibi hürmet etmeye başladı bize. Çok duygulandık. Türklerin dış ülkelerde hele Müslüman ülkelerde böyle güzel karşılandığını bilmek ve bunu bizzat yaşamak bizi çok duygulandırdı. Dillerini bilsek anlatacak çok şeyleri olduğundan eminiz çünkü bu duyguyu gözlerinden anlayabiliyorsunuz.
Açtığımız su kuyusunu şadırvan şeklinde yaptırdık hem içme suyu hem de abdest almada kullansınlar diye.
Camiye namaz kılmaya gittiğimizde imam ile Arapça konuştuk, bize cemaate birşeyler söylememizi istedi fakat ne biz onları anlıyoruz ne de onlar bizi, böyle olunca anlaşmak zor olacaktı. Biz de bir ayet okuduk temizlikle alakalı. Anlattık sonra da imam onlara tercümanlık yaptı.
Bangladeş nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülke. Muson yağmurlarının etkisinde kaldığından ve arazinin genelde düz olmasından dolayı sık sık sel baskınları yaşanmaktadır.
Gidip görmenizi tavsiye ederiz.